At Yarışı Üzerine Bilmek İsteyecekleriniz

Spread the love

At yarışını kısaca özetlemek gerekirse birden fazla atın bir pist içinde yer aldığı, bunlarla beraber her atın binicilerinin de olduğu bir spor çeşididir. Atların evcilleştirilmesi ve melezlenmeleri ile beraber yarışların esas amacı en hızlı atı bulmaktır. At yarışlarında hızlı atın hangisi olduğu bilgisinin öğrenilmesi, mevcut atların soylarının melezleme dediğimiz farklı türlerle çiftleşerek iyileştirilmesi amacı gütmektedir. En azından eski zamanlarda at yarışları bu amaç için sıklıkla bir araç olarak kullanılıyordu. 

Buna bağlı olarak yalnızca at yetiştirme üzerine çalışmalar yapan at yetiştiricileri en hızlı ve dayanıklı atları bulmak için birtakım çalışmalar yapmaktadırlar. En hızlı ve dayanıklı atı bulmak üzere yetiştiriciler tarafından yapılan çalışmalar ile birlikte gelişen at yarışı, bahis dünyası için büyük bir pazar oluşturmaktadır. 

Öyle ki IFHA üyesi (International Federation of Horseracing Authorities yani Uluslararası At Yarışı Düzenleme Komisyonu) verilerine göre yalnızca 2016 yılında derneğe bağlı 35 ülkede bahislerden elde edilen gelir yaklaşık olarak 106.000.000.858 euro gibi yüksek bir miktardır. At yarışlarında, at yetiştiricilerin hummalı çalışmaları sonucu elde ettikleri bu benzersiz atların kısır olanları, kimi ülkelerde yarıştırılmayarak at yetiştiriciliğinin önünü açmak ve çeşitlenmesi üzerine etki etmiştir. Bu ülkelerden bazıları Japonya, Galler, Fransa, İngiltere’dir. Amaç burada bahsi geçen safkanın kazanması halinde bir nesil bırakamayacak olacağından yarışı kazanmasının da yetiştiricilik ve soy devamı üzerine bir etkisinin olmamasıdır. Tabii buna bağlı olarak ortaya çıkan şunu gösteriyor ki medeniyet ve kültürler içerisinde yer alan at yarışları tabi oldukları bu kültür ve medeniyet neticesinde birbirlerinden farklılık gösterebilir. Ancak bu farklılıkları ortadan kaldırmak için; günümüzde at yarışları birtakım uluslararası kuruluşların belirlediği özellik ve koşullar etrafında yapılmaktadır. Bu gerekliliklerin en önemli şartlarından birisi yarışacak olan atların cinsleridir. Bu cinsler İngiliz Atı diye tabir ettiğimiz thoroughbred ya da Arap atı cinslerinden olmalıdır.

At Yarışlarının Popüler Olmasının Bahislerle Olan İlişkisi

At yetiştiriciliğinin ve en hızlı ve en güçlü atı üretmeye çabalamaya harcanan çabanın bu kadar yoğun olmasının sebebi atlara doğrudan duyulan ilgiden ziyade atlar üzerinden oynanan bahislerdir. At yarışları üzerinden hazırlanan bahislerin ortaya koyduğu para, bu ilginin dünya çapında artmasına sebep olmaktadır. Bu alana olan talep, kişinin altılı programı yaparken şans faktörünü ortadan kaldırdığını düşünmesi, diğer bahis çeşitlerinde olduğu gibi altılı kuponu yapan kişinin kendi tercihleri doğrultusunda kazanması ya da kaybetmesi at yarışına olan ilgiyi arttırmıştır. 

Diğer önemli faktör ise eski zamanlarda henüz teknoloji bu kadar gelişmemiş, Sanayi Devrimi yaşanmamışken insanların üzerine bahis koyacakları bir şeylere olan ihtiyaçtır. Halihazırda at yarışları uzun bir geçmişe sahipken bu alışkanlıklar uzunca yıllar devam etmiş hatta günümüzde de büyük bir pasta payı olarak ortaya çıkmaktadır. Teknolojinin henüz olmadığı dönemlerde belirli kurallar içerisinde atların koşması üzerinden para kazanılması fikri oldukça yaygın bir fikirdi. En azından rastgele topların rastgele bir araya gelerek tamamen şans faktörünün işin içinde olduğu bahislerden daha makul gözüküyordu. Tabii bir de altılı programı yapan yarış severlerin bu programları oluştururken yaptığı çalışmaların yarattığı heyecan da cabası. Sarf edilen efor ne kadar çok olursa yarışlarda kazanacak atı bilme olasılığı artacağı için insanlar kazanmak uğruna birçok araştırma yapmakta ve kazandıkça daha çok kazanmanın mümkün olabileceğinin farkına varmaktadırlar.

Türkiye’nin At Yarışlarına Olan İlgisi

Ülkemizde at yarışı ilk olarak 3 Nisan 1985 tarihinde Smyrna Races Club kısaca SRC katılımıyla düzenlendi. Bunun devamında at yarışı tarihimiz için önemli sayılan günlerden bir diğeri Mustafa Kemal Atatürk’ün 1920’de Ankara’da düzenlettirdiği koşulardır. Mustafa Kemal Atatürk koşuların hazırlıkları ve çalışmalarıyla bizzat ilgilenmiş hatta yarış programının hazırlanan kapağında Atatürk’e doğrudan atıfta bulunarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde hazırlanan koşu diye belirtilmiştir. Ülkemiz yarışı için çok önemli bir gün olan o tarihte bugün adına Gazi Koşusu diyeceğimiz koşular koşulmuştur. İstanbul’daki işgal günlerinin akabinde birtakım yarış sever yatırımcılar tarafından kurulan MRS’in düzenlediği yarışlar ülkemizdeki yarışların Avrupa düzeyine yaklaştığının ilk örneklerinden birisidir. O dönemde henüz dünya çapında at yarışı üzerine organizasyonların olmaması, at yarışının tek bir çatı altında toplanamamasının da sebebidir. MRS önderliğinde 1922 yılında düzenlenen bu yarışlardan yaklaşık 4 yıl sonra 1926 yılında Yarış ve Islah Encümeni (YIE) kuruluyor. Bu encümenin önderliğinde hazırlanan yarışlar artık daha Batı tarzı yarışlar halini alıyor. Zaten o dönem Batı’yı yakalama ve örnek alma politikalarının bir sonucu olarak bu atılım örnek verilebilir. Yaklaşık olarak 2. Dünya Savaşı sırasında ülkemize sığınan Rusların finansa ettiği yarışlar o döneme etki eden yarışlar olarak göze çarpmaktadır. Savaşın bitmesi, işgal güçlerinin ayrılmasıyla ülkelerine dönen bir nevi yatırımcılardan dolayı yarışlara gerekli finansör bulunamamış ve o dönemde at yarışına olan ilgide bir düşüş gözlemlenmiştir. Bununla birlikte ortaya çıktı ki ülkemizde o yıllarda at yarışı ve at yarışı bahisine olan büyük bir ilgi var. Bu deneyimlerle birlikte 1945 yılından sonra atçılık üzerine birtakım atılımlar yapıldı. 1947 yılına gelindiği zaman İstanbul’da yıllık yarış sayısı 10’u bulmuştu. Artan talepler doğrutulsunda ve gelen gelirlerle önce pistlerde iyileştirme çalışmaları başlatıldı daha sonra yarışları izleyecek seyircilerin yoğunluğunu kaldırabilmesi için ek tribünler inşa edildi.

Şimdilerde yarışlara olan ilgi halen önemli ölçüde popülerliğini korumayı başarmıştır. Her ne kadar gelişen teknoloji ve farklı bahis olanaklarının ortaya çıkması altılı programı için var olan ilgiyi kırmasa da talebin bir kısmını yeni bahis sistemlerine aktarmıştır. Bunlardan en önemlisi ve başı çekeni ise iddaa’dır. Canlı maç izle diye yapılan aramalarda ortaya çıkan siteler ile TJK yarış programları arasında farkılılıklar iddaanın kapsadığı alanın farklı olmasından kaynaklıdır. TJK yarış programları at yarışı ile ilgili veriler, bilgiler, geçmiş ve günümüz at yarışçılığı hakkında açıklamalar, yarış programları, pistlerin durumu, koşuların zamanları, atların performansı ve yapılmış olan koşuların geçmiş istatistikleri gibi bilgiler verirken canlı maç izle diye yapılan sonuçlar daha çok iddaa programları üzerine bilgiler vermektedir. Futbol için takımların durumu, sakatlıklar, kart sınırları, gol krallıkları, maçların yapılacağı günün hava durumu, bahis yapılacak olan takımdaki teknik değişiklikler gibi. Her ne kadar iki tür de birbiriyle farklılıklar barındırsa bile sonuçta ikisi de bahis yapmak üzerine kurgulanmış faaliyetlerdir. İkisinin de hitap ettiği kitle birbirinden farklıdır. Kimi futbola ilgili olup buna olan ilgisinden kaynaklı yapılacak çalışma ile oluşturacağı bahisten para kazanmayı hedeflerken diğer grup yani altılı programı yapan grup ise atların performansları, yarış zemini, at binicilerinin atları ile olan ilişkisi, atların yarış öncesi deneme performansları gibi farklı faktörleri bir araya getirerek bir çalışma ortaya koyar. Buna bağlı olarak da altılı kuponunu oluşturur. İkisi de benzer riskler barındırsa da günümüzde sayısal loto gibi tamamen şans faktörünün devreye girdiği bir sisteme nazaran daha ayakları yere basan çalışmalar neticesinde kazanma ihtimalini arttırdığı için tercih edilmektedir.