Efsane dizi Prison Break hakkında az bilinen 10 ilginç detay

Spread the love

Televizyon tarihinin efsane yapımları arasında gösterilen Prison Break, ülkemizde dahil olmak üzere tüm dünyada büyük bir hayran kitlesine sahip. 2005 yılında Fox kanalı üzerinden izleyiciler ile buluşan dizi, 2009 yılında 4. sezonu ile birlikte final yaptı. Ancak final kararını bir türlü kabul etmeyen hayranların yoğun isteklerini göz ardı etmeyen yapımcılar, 2017 yılında 5. sezonu ile birlikte diziyi geri döndürmüştü.

Her ne kadar eski sezonlar kadar tat vermese de Prison Break’in 8 yıl sonra geri dönmesi dizinin hayranları için gayet memnun edici bir gelişmeydi. Aynı zamanda 5. sezonun yayınlanması sonrası izleyicilerin aklında kalan birçok soru da net bir şekilde cevabını buldu. Diğer yandan bir döneme damga vuran bu dizi, sıkı hayranlarının bile bilmediği birçok detayı yapısında barındırıyor. Biz de bu nedenle Prison Break dizisi hakkında az bilinen 10 ilginç detayı bir araya getirdik.

Prison Break dizisi hakkında az bilinen detaylar
Dizinin ana hikayesine kısaca göz atacak olursak; işlemediği bir suç yüzünden idam cezası alan Lincoln Burrows ve kardeşini hapisten kaçırmak için dahice bir plan tasarlayan mühendis Micheal Scofield ile tanışıyoruz ilk önce. Kardeşinin tutulduğu Fox River hapishanesinin krokisini ve kaçış planını vücuduna dövme olarak yaptıran Michael, sahte bir banka soygunu düzenledikten sonra tutuklanarak Fox River hapishanesine gönderiliyor.

Asıl amacı kardeşi Lincoln‘ü hapishaneden kaçırmak olan Michael için işler pek de yolunda gitmiyor. Zira Michael, kardeşini hapisten kaçırmayı başarıyor ancak kardeşi ile birlikte T-Bag, John Abruzzi, Patoshik, Twinner, C-Note ve Sucre gibi azılı suçluları da kaçırmak zorunda kalıyor. Burada Sucre ve Abruzzi‘yi dışarıda tutmak lazım, çünkü bu iki isim de aslında kaçış planının bir parçasıydı. Hapisten kaçan bu 8 isim, bir anda ABD’nin en çok aranan suçluları haline geliyor.

Fox River’dan bir şekilde kaçmayı başaran bu grup için asıl mevzu daha yeni başlıyor. Çünkü, dışarıda kendilerini ABD polisinin yanı sıra gizliden gizliye devleti yöneten ‘Şirket‘ adındaki bir örgüt bekliyor. Oldukça tehlikeli olan bu örgüt, yapısında binlerce polis, devlet görevlisi ve FBI ajanını barındırıyor. Anlayacağınız üzere, Lincoln’ün haksız yere idam cezası almasına da bu örgüt neden olmuştu.

Belki de bunların en tehlikelisi örgütün görevlendirdiği Alexander Mahone adındaki bir FBI ajanı. Mahone, aynı zamanda ABD’de o zamana kadar gerçekleşen en büyük insan avı operasyonunun başındaki kişi. Tek bir FBI ajanından ne olacakmış ki demeyin, zira fazlasıyla zeki olan bu abimiz, Micheal’in tüm kaçış planını tek tek çözüyor. Diğer yandan Alexander Mahone, örgütten aldığı emir doğrultusunda Fox River kaçaklarının öldürmek için peşlerine düşüyor. Neyse, diziyi henüz izlemeyen okuyucularımız için daha fazla spoiler vermeden konuya geçelim.

Fox, ilk başta Prison Break fikrine sıcak bakmadı

Televizyon tarihinin efsane yapımları arasında gösterilen Prison Break dizisinin az kalsın rafa kalkacağını biliyor muydunuz? 2003 yılında dizinin yaratıcısı Paul Scheuring, ilk başta proje fikrini Fox yöneticileri ile paylaştıktan kısa bir süre sonra ret cevabı alıyor. O dönem Fox yöneticileri, hapishane konseptli bir dizinin uzun soluklu olacağına her ne hikmetse inanmıyor.

Ancak proje tam rafa kalkacakken yapımcı Steven Spielberg‘in dikkatini çekiyor. Spielberg, ilk başta Prison Break’i mini dizi olarak planlıyor. Daha sonra dizi üzerinde çalışmalar sürerken Fox yöneticileri, Prison Break fikrini yeniden değerlendirme kararı alıyor. Değerlendirme sonrası projeye yeşil ışık yakan Fox, 2005 yılında ise bugün efsane olarak kabul edilen Prison Break dizisini izleyiciler ile buluşturuyor.

Başrol oyuncuları son dakikada kadroya alındı

Fox’un Prison Break’i son dakika yayınlama kararı sonrası dizinin yapımcıları oyuncu seçimi konusunda ciddi sıkıntılar yaşadı. Yapımcılar düzenlediği onlarca oyuncu seçmelerine rağmen başrol için istedikleri oyuncuyu bulamamıştı. Hatta dizinin yaratıcısı Paul Scheuring ilk sezonun çekimleri sırasında, ” Scofield rolü için sadece Los Angeles’ta neredeyse 35’in üzerinde aktör ile görüştük. Michael, gizemli bir karakterdi ancak seçmelere gelen aktörlerin hiçbirisi bu gereksinimi karşılayamadı. ” ifadelerini kullanmıştı.

Dizinin çekimlerinin başlamasına sadece bir hafta kala hala daha başrol oyuncuları ortada yoktu. Yapım ekibi yeni bir hamle yaparak son bir oyuncu seçmesi daha düzenleme kararı aldı. Bunun üzerine Michael karakteri için seçmelere katılan Wentworth Miller, oyunculuğu ile yapım ekibinin beğenisini kazandı. Böylelikle Prison Break dizisinin ilk başrolü belli olmuştu. Ancak asıl sorun Lincoln Burrows karakterinde meydana geldi. Dizinin çekimleri başlamadan sadece 72 saat önce Dominic Purcell ani bir karar ile kadroya girdi. Bunun nedeni ise yapım ekibinin ilk başta Purcell’in Lincoln karakterine uygun olduğuna inanmamasıydı.

Prison Break çıkar çıkmaz öyle bir üne kavuşmuştu ki, bir anda tüm dünyada en çok konuşulan diziler arasına girmişti. Dizide Michael’in kaçış planını adım adım başarı ile uygulaması sonrası bazı ABD’li hapishane yetkilileri bu durumdan endişelenmeye başladı. Çünkü onlara göre, Michael’ın kaçış planı gerçek suçlular için adeta bir eğitim kılavuzuydu.

Bunun üzerine dizi Amerika Birleşik Devletleri‘nde bulunan 13 hapishanede yasaklandı. Bu sayede yetkililer Michael’in dahice planının gerçek suçlular üzerinde bir etki yaratmasını engelledi. Diğer yandan, bazı hapishane yetkilileri ise bunların aksine mahkumlara dizi ile ilgili herhangi bir sınırlama getirmedi.

Michael Scofield’ın dövmesi dizi setinde birçok krize neden oldu
Prison Break dendiği zaman akla ilk olarak Michael Scofield’ın dövmeleri geliyor. Çünkü bu dövmeler, Michael’ın Lincoln’u Fox River hapishanesinden kaçırması ve kaçtıktan sonra yapılması gereken birçok detayı da yapısında barındırıyordu. Bu nedenle 4. sezonun belirli bir bölümüne kadar Michael Scofield, bu dövmeler ile izleyicilerin karşısına çıktı.

Tabii ki dövmeler Michael karakterine hayat veren Wentworth Miller’a gerçekten yapılmadı. Bu nedenle dizinin ilk bölümünden itibaren makyaj ekibi, karakterin vücudunun tamamen görüneceği her sahne öncesi Miller’ın vücuduna tam 4.5 saat boyunca mürekkep ile bu dövmeyi çizdi. Bu durum, Micheal’in vücudunun belirli bir kısmının göründüğü sahnelere göre değişiklik gösteriyordu.

Ancak 4. sezonun çekildiği sırada Wentworth Miller, bu duruma daha fazla dayanamadığı söyleyerek yapım ekibinden dövmelerin kaldırılmasını talep etti. Hatta o dönem oyuncu yaptığı açıklamada, ” 100 derece sıcaklıkta bile uzun kollu kıyafetler giymek zorundayım. Çünkü vücudum ne kadar görünürse aynı oranda dövme yapılması gerekecek. ” ifadelerini kullanmıştı. Bunun üzerine yapım ekibi, dövmelerin artık olay örgüsü ile alakası olmadığına karar vererek Miller’ın isteğini kabul etti.

Aktörlerden biri trafik kazasında bir kişinin ölümüne neden oldu

Dizide hayat verdiği ‘Tweener‘ karakteri ile kısa sürede üne kavuşan Lane Garrison, 2007 yılında geçirdiği trafik kazası sonrası aracında bulunan 17 yaşındaki Vahagn Setian’ın ölümüne ve 15 yaşındaki 2 kişinin de yaralanmasına sebebiyet verdi. Kaza sonrası yapılan araştırmalarda aktörün kanında yasal sınırın 2 katı alkolun yanı sıra bir de uyuşturucu madde tespit edildi.

Lane Garrison’un geçirdiği kaza, aktörün dizide hayat verdiği Tweener karakterinin 2. sezonda öldürülmesinden kısa bir süre sonra gerçekleşti. Bu kaza sonrası Garrison, hakkında taşıt kullanırken adam öldürme, içkili araba kullanma, 18 yaşından küçüklere alkol sağlama suçlamalarından dolayı 40 ay hapis cezası ve 4 yıl şartlı tahliye ile mahkum edildi. Diğer yandan aktör, halihazırda hapishanede geçirdiği 91 gün ve iyi hali göze alınarak 2008 yılında hapisten çıktı.

2 kardeş, dizide kendi hikayelerinin kullanıldığı iddiası ile Fox’a dava açtı
Prison Break dizisi, konusu ve konsepti itibariyle diğer yapımlardan oldukça farklı. Ancak bazı noktalarda dizide geçmişte çıkış yapmış The Great Escape ve The Fugitive gibi yapımlardan ufak esintiler görme imkanınız var. İşte tam da bu noktada iki kardeş, dizide kendi hikayelerinin anlatıldığı gerekçesi ile Fox’a dava açtı.

Bu iki kardeşin iddiaları gerçekten de mantıklı bir sebebi vardı. 1964 yılında gerçekleşen olayda Donald Hughes, 16 yaşındaki erkek kardeşi Robert Hughes‘ın işlemediği bir suç yüzünden 5 yıl hapis cezasına çarptırılmasının ardından dahice bir plan yaparak kardeşini çocuk hapishanesinden kaçırdı. Tam 4 yıl boyunca kaçak yaşayan kardeşler, sonunda Michael ve Lincoln gibi aklanmayı başarmıştı.

Hatta iki kardeş, kendi hayat hikayelerini Fox kanalına gönderdiğini bile iddia etmişti. Ancak kanal yöneticileri bu iddiaları hiçbir zaman kabul etmedi. Bunun üzerine tahmin edeceğiniz gibi davadan herhangi bir sonuç çıkmadı.

Dizi, daha önce azılı suçluların kaldığı gerçek bir hapishanede çekildi
Dizide kullanılan Fox River Eyalet Hapishanesi aslında Joliet, Illinois‘de bulunan maksimum güvenlikli bir hapishanedir. Bu hapishanenin gerçek ismi de Joliet Hapishanesidir. Yapımcılar, Prison Break dizisinin çekimleri başlamadan önce gerçek bir hapishane ortamı yaratmak istedikleri için daha önce seçenekler arasında yer alan stüdyo ortamında çekimin başarılı olamayacağına kanaat getirdi.

Bunun üzerine 2002 yılının sonlarına kadar gerçek suçluların kaldığı ve 150 yılı aşkın bir tarihi olan Joliet Hapishanesinde karar kılan yapım ekibi, karakterlerin rolleri ile daha iyi bütünleşeceği düşüncesi ile hapishanenin adını Fox River olarak değiştirdikten sonra çekimlere başladı.

Diğer yandan daha önce bu hapishanede, ABD’nin en azılı seri katillerinden biri olan John Wayne Gacy kalmıştı. Hatta dizide Lincoln Burrows’un tutulduğu tek kişilik hücrenin eski sahibi bu seri katildi. Bu nedenle set ekibi uzun bir süre Lincoln’un bulunduğu hücreye girmeyi reddetti. Bu durum oyuncular ve set ekibi için oldukça ürkütücüydü.

Sona hapishanesinin gerçek bir hikayesi vardı

  1. sezonda Michael Scofield, Alexander Mahone, T-Bag ve Brad Bellick’in kaldığı hapishane Sona, geçmişte yaşanan acı bir olaydan esinlenilmiş. Dizide mahkumların çıkardığı şiddetli bir isyan sonrası gardiyanların tamamen geri çekildiği, Lechero adındaki bir mahkumun yönettiği ve kaçmanın neredeyse imkansız olduğu bir hapishane olan Sona, Latin Amerika’nın en büyük hapishanesi Carandiru’da yaşanmış birtakım olayları konu alıyor.

Maalesef, Carandiru hapishanesindeki mahkumların şansı Sona’dakiler kadar yaver gitmedi. 1992 yılında mahkumların başlattığı büyük bir isyan sonrası gardiyanlar tamamen geri çekilmek zorunda kaldı. Daha sonra askeri özel timin el koyduğu bu isyan, 111 mahkumun öldürülmesi ile durdu. Carandiru katliamı adını alan bu olay insan hakları ihlali olarak statüsüne girdi. Tüm dünyada tepkilerin artması üzerine Brezilya, bu katliamda görev alan düzinelerce askeri tutukladı. Hatta katliamın baş sorumlusu olarak gösterilen bir komutan, 2006 yılında evinde silahlı suikast sonucu öldü. Komutanın evinin duvarında ise ”Ettiğini Buldun” yazıyordu.

Aktörlerden biri cinsel taciz suçlamasıyla karşı karşıya kaldı
2017 yılında bir kostüm tasarımcısı Susan Bertram, 1992 yılında çekilen “Gas Food Lodging” filminin setinde Prison Break dizisinde canlandırdığı Theodore Bagwell (T-Bag) karakteri ile üne kavuşan Robert Knepper‘ın kendisine cinsel tacizde bulunduğunu iddia etti. Stilistin iddiasının üzerinden kısa bir süre sonra 4 kadın daha aktör ile ilgili cinsel taciz iddiası ile ortaya çıktı.

kaynak.shiftdelete.com